Etiketler

29 Aralık 2011 Perşembe

2012, al bu kafayı, yenisini ver bana

bir yanda ne yapacağını bulamayıp sıkıntıdan sürekli sosyal paylaşım sitelerini yenileyen berrin var, diğer yanda insanlar bunca işi yapacak vakti nereden buluyor diyen berrin.
kafalarınızı birbirinize tokuşturcam sizin.

25 Aralık 2011 Pazar

Under Control - The Strokes


I don't wanna change your mind
I don't wanna change the world
I just wanna watch it go by
I just wanna watch you go by
We were young, darling
We don't have no control
We're out of control

I don't wanna do it your way
I don't wanna do it your way
I don't wanna give it to you your way
I don't want to, no

koklayabiliyor muyuz bunu?

emin olamazsın. hissedersin ama emin olamazsın. duygu yani sonuçta, kırmızı değil. bazen ondan bile emin olmazsın ya, bundan hiç olamazsın.
bir gün bir an gelir, olsa olsa bu kadar emin olunur, evet, haklıyım, evet, evet, haklıyım dersin. önünde durulamaz olursun.
sonra zaman geçer üstünden, haklılığını unutursun, her şey yine bulanıklaşmaya başlar, emin olamazsın yeniden, hata yaptığını düşünürsün, aslında öyle olmadığını düşünürsün.
köşelerin zayıflamaya, duvarların yıkılmaya başlar. kendin özne cümleleri, nesne olarak yine kurarsın. acıman kendine değildir, belki de senden başkalarının acılarına inanmak seni daha az acınası yapar diyedir. her niyeyse niyedir, ama artık net değilsindir.
ve eğer şanslıysan, bir gün daha gelir. haklıydım, dersin. hata yapmadım, haklıydım.
çünkü sen kötü biri değilsin.

14 Aralık 2011 Çarşamba

13 Aralık 2011 Salı

...


anladığımızı tüketiyoruz. anlamadıklarımız?
net olmayan, uzaktaki. kendi anlattığı, senin anladığınla birleşiyor.olmuş değil, olabileceklerin hepsi.
ve bu çok güzel.

come into my world

öteki dünya diye bir şey yok. benim dünyam var. senin dünyan var. onun dünyası var...
hepsi hayali dünyalar.
ben yok olunca çökeceğini bile bile bir hayali inşa edecek kadar azimli miyim?

dünyevi şeyler bunlar, küçümsüyorum gibi değil.
sadece düşünüyorum...

12 Aralık 2011 Pazartesi

çoktan seçmeli nilsen

yetişirken kafese yerleştirilip, kare olarak düzgün yer kaplayan karpuzlar var. süper icat bence. böyle her şeyi rasyonalize etmeye çalışıyoruz ya. düzgün düzgün. oh.
her şey çözülebilir. her şey. yerine koy uygula formüller var. koyuyorsun yerine uyguluyorsun. evleneceksin mesela. ev şart. karşı cins şart. bu sıralar evlenceksen led ekranların asıldığı az dolaplı, modern çizgili duvar aparatımsısı şart. bunları yerine koyuyorsun uyguluyorsun.
hayat seçenekleri türlü türlü. memur olcaksın mesela, götünü sandalyeye koyuyorsun. uyguluyorsun.
masa başında deliririm ben, kariyer sahibi olacağım, başarılı olacağım versiyonlarında gününün üçte dördünü koyuyorsun. uyguluyorusun.
bunlardan haz etmiyorsun diyelim, o da mevcut elimizde, lafını ortaya koyuyorsun. uygulanmıyor tabi.
kendi yolumu çizcem ben kimseye benzemeyeceğim diyorsun. yutan eleman var. onu koyuyorsun. uygulamasan da olur.
biriyle beraber olmak istiyorsun. ken ve barbiyi önüne koyuyorsun. onlar ne yaparlardı diye düşünüp onları uyguluyorsun. bak o hiç tutmuyor ama.
çocuk sahibi olcaksın mesela. neyi yerine koyup... neyse.
süper değil mi ya?
işte ben de hangisini seçsem diye düşünüyorum şu sıralar. hepsinde biraz gözüm var itiraf edeyim. kendimi yerine koyup uygulayacağım.
hayatı çözmek bu olsa gerek.

7 Aralık 2011 Çarşamba

bu nasıl lahana, bu nasıl turşu gibi bazı sorular soruyorum

hepimiz totem yapıyoruz di mi? çok uzun süre, toplum nezdinde deli olarak yargılanmama sebebiyet vereceğini düşündüğümden sakladığım bir gerçek oldu bu. ama teoman "çizgilere basmadan yürüyen insanlar"ı deşifre ettiğinden beri sadece kendimizde olduğunu sandığımız anormalilerin hepimizi ele geçirmiş olduğunu gördük. aynayla konuşmak falan, bunlar hep normal şeyler. öyleler?=)
ama ben totem olayını çok yanlış anlıyorum. totemin mantığı -hepimizin bildiği üzere=)- olmasını istediğin bir şey için, adak adamaktır. ama ön koşul bu adağın çok saçma olmasıdır. mesela ağzında aşırı naneli sakız var diyelim, onu yarım saat boyunca çiğnememek olabilir bazen. bazen de 10 dakika yerinden kıpırdamadan karşıya bakmak olur. öyle olur?=)
neyse, diyelim ki ben totemi yaptım. olmasını istediğim bir şey için 3 gece boyunca saçımı örerek yattım. 3 gün sonra bir şeyin olmasını istiyorum. hah, işte o 3 gün sonra ben artık o şeyin olmasını istemiyorum. o iş de olmuyor zaten.
e ama böyle anlaşmamıştık?